Kadayıfzade

Adından çokça söz ettiren kadayıfzadeyi bir ziyaret edelim dedik. Sosyal medyada yanıltan firmalardan bir tane daha diyerek söze başlamak istiyorum. Mimari ve görsel olarak çok şık, bir tatlıcıdan ziyade lüks bir restaurantı andıran Kadayıfzade bence böyle devam ederse, sadece görsel hoşluğundan bahsedilen bir işletme haline gelir. İçeriye girdiğinizde sizi sosyal medyanın aksine çok fazla çeşit beklemiyor 5-6 çeşit tatlıdan billuriye ve çıtır hasır seçtik.Sosyal medyada baksak 50 çeşit tatlı var zannedersiniz (benim gibi)

Tatlıların tek iyi tarafı hafif olmaları, bu tarz şekeri bol tatlılar genelde ağır olur. Fiyatları çok pahalı değil ama böyle lüks bir yer açarak sattığınız tatlının yanında ikramda bulunmamak bence hoş değil. Günümüzde her künefecide çereze, meyveye boğuyorlar insanı ama burada hiç bir ikram veya başka bir şey yok. Tabii ki ben yorumumu buna göre yapmıyorum.

Dediğim gibi tatlılar hafifti ancak gel gör ki bu tarz tatlılar da malzeme bol olmazsa lezzet hoş olmuyor. Malzemesi az ama hafif bir kadayıf yemek istiyorsanız buraya gidebilirsiniz. Çalışanlar konusunda da benden artı puan alamadı bu işletme. Bir daha gideceğimi zannetmiyorum,en azından Bursa şubesine. Fiyatlar 12 TL, 18 TL bandında değişiyor.

Çorlulu Ali Paşa Nargile

Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İstanbul Beyazıt‘ta, Kapalıçarşı’ya hemen yakın bir konumda yer alıyor. Tarihi yarımadadaki medresenin giriş kısmı her ne kadar tramvay hattına bakıyor olsa da ilk kez gidenler için biraz şaşırtıcı olabiliyor. Erenler Nargile’ye son gidişimde de girişte bir kaç gencin “Burada ne var ki?” tarzındaki konuşmalarına kulak misafiri olmuştum 

Çorlulu Ali Paşa Medresesi 1716 yılında Ali Paşa tarafından Mimar Davud‘a yaptırılmış. Medreseyi yaptıran Ali Paşa 1670 yılında Çorlu’da doğar. Başarıları ile kısa sürede dikkat çeken paşa 2. Mustafa’nın kızıyla evlenerek saraya damat olur. Osmanlı tarihinde çeşitli dönemlerde vezirlik ve kaymakamlık gibi görevler yaptıktan sonra 3. Ahmet‘in sadrazamı olur.

Çorlulu Ali Paşa Medresesi normalde 3 adet nargileciye ev sahipliği yapıyor. Geçmişte avlu kısmında halıcı ve kilimciler de olmasına karşın günümüzde bu dükkanlar da nargileci olarak hizmet veriyor. Medrese avlusunun büyük bölümü Erenler Nargile tarafından kullanıldığı içinde “Çorlulu Ali Paşa Medresesi” denildiğinde akıllara ilk olarak Erenler Nargile gelir. Karıştırmamak için, medreseye ilk girdiğinizde sağ bölümdeki alan Erenler Nargile’ye ait.

Çorlulu Ali Paşa Medresesi içinde yer alan Erenler Nargile bu kadar ünlü olsa da mekanda çok da fazla rahatlık beklemeyin Burası sahip olduğu ortam ve nargile kalitesinden dolayı bu kadar popüler. Mekandaki oturma düzeni genellikle ufak sandalyelerden oluşuyor. Özellikle akşam ve hafta sonu gibi yoğun saatlerde biraz sıkışık oturmanız beklenebilir. Eğer hafta içi gündüz saatlerinde mekana giderseniz daha rahat ve keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Erenler Nargile’de tavla vb oyun bulunmuyor. Yiyecek servisinin de olmadığı Erenler tam bir nargile keyfi üzerine kurulmuş.

Mekandaki en popüler nargile elmanı olanı. Kapuçinolu ise benim kişisel favorim Orta yaş üstü, nargile kültürünü benimsemiş ağır abilerin tercihi ise tömbeki olabiliyor.

Erenler Nargile sahip olduğu ortam ve nargile kalitesi kadar içecekleri ile de ünlü. Türk kahvesiadaçayı ve elmalı çay buranın favori içecekleri. Nargilenizin yanında bunlardan içmek isterseniz sipariş vermez, arada bir elinde askı ile her masayı gezen çaycı abiyi beklersiniz. Çay, adaçayı, elma çayı ara ara servis edilir. Eğer Türk kahvesi ve soda limon gibi özel şeyler isterseniz garsona söylersiniz. Fotoğraftaki elmalı çay bir çok müdavimin olduğu gibi benim de favorim

Hamdi Restaurant

Güneydoğu bölgesinin benzersiz lezzette ki kebaplarını otantik özellikleri ve hazırlanış biçimleri koruyarak misafirlerine sunan Hamdi Restauran, yörenin lezzetini ilk açtığı dükkanındanki tat ile bizlere sunuyor. 

1960 yılında Urfa’da İstanbul’a gelerek iyi kebabı İstanbullularla buluşturmayı hedefleyen Hamdi Arpacı o yıllarda sokak tezgahıyla başladı. Nam-ı günden güne, yiyenden yiyene yayılarak giden Hamdi Bey, restaurant açmaya karar verdi. İlk restaurantını Eminönü semtine açan mekan sahibi Hamdi Arpacı, ardından Radisson Blu Şişli, Radisson Blu Pera ile markasını büyüttü. Şimdi et diyince akıllara ilk o geliyor. Müşteri memnuniyeti özen gösteren mekan et konusunda geyet hassas davranıyor. İşte gelenin müdavim olması bu sebebeten geliyor. 17 çeşit kebabı bulunan mekanın spesyal kebabı tabi herkesin severek yediği Testi Kebabı… Kebap dışında mezeler ve tatlı çeşidi bulunan zengin menüsü bu sene iftar içinde Urfa tatlarına yer vermiş. Menüsünde yok yok. 


Her güne farklı bir çorba çeşidi sunan ara sıcaklarda fındık lahmacun, içli köfte, kuru dolma iledamaklarımızı tatlandıran Hamdi Restaunrat’da ana yemeklerde Urfa kebap, kuzu şiş, fıstıklı kebap ve sebzeli kebap gibi kendisine özel kebap çeşitlerini tercih etme şansı sunuyor. Soğuk mezelerinde de iddealı olan mekan ortaya serpme olarak yoğurtlu semiz otu, patlıcan salata, zeytinyağlı meze, çoban salata, söğüş, yeşillik ve turşu çeşitleri sunuyor. Tatlı olarak baklava seven biriyseniz. Hamdi Restaurant’da güvenle baklava yiyebilirsiniz. Kendi imalatları olan baklavalarını hem poriyon olarak yiyebilir, hem de eve götürmek için kilo ile satın alabilirsiniz. 

Duble Meze Bar

Duble Meze Barın açıldığı yıl olan 2013 yılları Beyoğlu bölgesinin ve dolayısıyla dışarıda yeme-içme kültürünün önemli bir değişimden geçtiği bir tarihti. Asmalı Mescit’de masalar kaldırılmış, Beyoğlu gece hayatının merkezi olmaktan hızla uzaklaşıyordu. İşte bu dönemde Beyoğlu Pera bölgesinde ki bir otelin terasına açılan Duble Meze Bar, 3 unsuru bir araya getirerek yeni bir tarz yarattı. Coğrafyamızın meyhane mutfağına uygun yemek mirası, tarihi yarım adanın olağan üstü manzarası, şık ve eğlenceli bir ortam üçlüsü belkide ilk kez bir araya geliyordu. Bu çıkış, meyhane mutfağının sadece salaş ortamlarda olabileceği düşüncesini temelden sarsacaktı. O tarihten itibaren açılan modern veya yeni nesil meyhane olarak tabir edilen mekanlar, özellikle içinde bulunduğumuz yıla adeta damgasının vurdu.

Duble Meze Bar, Çapa ekolü gibi yeme-içme dünyası ve gece hayatında önemli yeri olan bir grubun ürünü. Adeta yemek için yaşayan bir kişilik olan işletme sahibi Emre Çapa bu tecrübe ileyurt dışı ve yurt içi restoran deneyimlerini birleştirerek, meyhane anlayışını bambaşka bir tarafa götürmüş. Duble Meze ekibinin menüyü oluşturma süreci ise mekanı diğer restoranlardan ayrıştıran en önemli tarafı. Bir çok meyhanenin bir biriyle tıpa tıp aynı mezeyi verdiği ülkemizde, Palazzo Donezetti otelin terasındaki mekan denemeler yoluyla oluşturduğu mekana has tabakları sunuyor. Üstelik bu mezeler, malzeme tazeliği, mevsimsel bulunulurluk gibi unsurlara göre dönemsel olarak değişiyor. Duble Meze, tam da bir meyhanede olması gerektiği gibi meze ve ara sıcak üzeri kurulu bir menüye sahip. Bu meze ve ara sıcaklar aynı İspanya’daki Tapas restoranlarında olduğu gibi işletmenin içerisindeki uzun barda sergileniyor.

Duble Meze Bar, haftanın 7 günü 18.30 itibarı ile aktif bir mekan. Pera bölgesindeki Palazzo Donezetti otelin en üst 2 katında hizmet veren Duble Meze Bar, şahane bir manzaraya sahip. Tarih yarım adayı ve Haliç’i en güzel açılardan biriyle gören mekana özellikle yaz ve bahar ayları güneş batmadan önce gitmekte fayda var. Mekanın giriş katı hafta sonları 18:30-21:00 ve 21:00-gecenin sonuna kadar olmak kaydıyla 2 oturum da hizmet veriliyor. Duble Mezenin 2 oturum vermesinin sebebi, yemek deneyimine odaklı misafire, belli bir fiyat avantajı ile bir zaman dilimi sunmak olarak açıklanabilir. (fiyat detayları aşağıda) Sigara içilebilen üst kattaki bölümde ise yemek tek oturumda servis ediliyor. Duble Meze bara keyifli Türkçe müziğin olduğu ilerleyen saatlerde, içkiye de gitmek mümkün.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın